Şikâyet Etmeden Düzeltme Yoluna Gitmeliyiz
Yaşantımızın hangi anına bakacak olursak olalım, hep hayal kırıklığına uğruyoruz. Her alanda dünyanın çivisinin çıktığına şahitlik ediyoruz. Sürekli her şeyden şikâyet ve sitem haliyle yaşıyoruz.
Bizim çocuklarımızı eleştirmemiz gibi, eminim ki, bizim ebeveynlerimizde bizi hep sorgulamıştır. Görünen o ki her nesil kendisinden bir önceki nesli hep sorgulamış ve sorgulayacaktır da… Hep çocuklarımızı eleştiriyoruz, hep yaptıklarını, yaşadıklarını ve söylediklerini tuhaf karşılıyoruz.
Son zamanlarda alışkanlık haline gelen apaçi model saçlar,
Apaçi müziğinin ilginç müzik dinlemeleri,
Ne olduğu belirsiz kıyafetlerdeki düzensizlikler,
En kalabalık ortamlarda cep telefonundan müzik dinleyip gezmeler,
Arabesk ya da ne olduğu anlaşılmaz müzikler… Gençler artık konuşarak anlaşmakta hayli zorlanıyorlar, bu yüzden ancak şekilci yaklaşımlar ve davranışlarla kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar.
Öyle ki günümüzde düşünen, konuşan, anlatan insan modeli zaten tasvip edilmiyor. Hal böyle olunca; değer görmek ve değer vermek nedir bilinmiyor, bilinse de pek önemsenmiyor.
Biraz düşününce; “madem öyle, peki bu gençler kendilerini nasıl ifade edecekler?” gibisinden sorulara takıldığımızı görüyoruz.
Nesiller arasındaki bu farklılıkları nasıl bertaraf edeceğiz. Onlarla aradaki köprüleri nasıl kuracağız, nasıl anlaşacağız, nasıl yaşayacağız. Malum genç neslimizi bu duruma düşüren onlarca belki yüzlerce sebep bulunmaktadır. Öncelikle bu sebepleri asgariye indirmek için çalışmalıyız.
Bize garip gelen, tasvip etmediğimiz hareketler ve davranışlar, onlarda doğal karşılanıyor. Çeşitli kanallarla kendilerine empoze edilen sözde doğruları yaşıyorlar. Sonuçta, dini ve ahlâkî çöküntü, ekonomik sıkıntılar, ruhi bunalımlar, günümüz baş belâsı olan stres, depresyon gibi çeşitli sağlık problemleri ortaya çıkmaya başlıyor. Sonuçta, sağlıksız, duygusuz, düşüncesiz ve her şeyi olumsuz sorgulayan bir nesille karşı karşıya kalıyoruz.,
Aslında başka şansları da yok gibi. Hem nasıl olsun ki… Suç onların değil ki…
Genç neslimizin bu duruma düşürmelerine sebep o kadar çok tutarsız, dengesiz, ne idüğü belirsiz zihniyete mensuplar var ki, yaşadıkları hayat kendilerine gayet doğal ve olağan gelmektedir. Bu tuzaklar, uzak değildir bize. Hepimizin evinde, yatak odamızda, her an elimizin altında… Beğenmesek de, karşı çıksak da, kabullenmekten kendini kurtaramıyoruz.
Mevcut tuzakları bertaraf etmeye çalışmadığımız sürece, bizlerden şikâyetçi olunduğu gibi, bizler de hep yeni nesilden şikâyetçi olacağız. Bizler nasıl ki geçmişte tuhaf karşılandıysak, bize de yeni neslin her türlü yeme-içme-giyim-kuşam ve söz, söylem, davranış ve düşünce biçimleri tuhaf gelecek ve bizler hep hayal kırıklığına uğrayacağız.
Unutmayınız ki geleceğimizi teslim edeceğimiz neslimiz düzeltilmediği sürece; onlardan daha beter bir nesil de o beğenmediğimiz nesli yönetecektir.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com |