SEN AĞLAMA MEHMET AMCA…
Kör olası idam cezası yürürlükte iken yargıçlar, idam kararını imzaladığı kalemi duruşmada kırardı. Bu, sembolik de olsa “Bir adamın hayatına son vermeye vicdanım razı değil, ama ne yapayım kanun böyle emrediyor.” anlamını taşırdı galiba… 4 Ağustos tarihli Doğuş Gazetesinde yer alan İhlas Haber Ajansı kaynaklı haberde; “Kara gün dostu” güzide kurumlarımızdan Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgilisi olduğu kararı imzalayan kalem de kırılmıştır, diye düşünüyorum;
Bir işçi kardeşimiz, emekli olduğunda kahvelerde pineklemesin, nikotinli ortamlarda oyunla, gıybetle zaman öldürmesin, aksine milletine faydalı olsun diye bir cami yaptırma derneği kurar. Başkanlığını yaptığı dernek adına çoğu kez adeta “dilenerek” elde ettiği yardımlarla mahalleli ile birlikte inşaata başlar. Ustalar, işlerinin olmadığı zamanlarda “kiminin parası, kiminin duası” diyerek ölmüşlerinin hayrına cami inşaatında çalışır. Bu arada sık rastlanmayan bir kaza meydana gelir. Gönüllü çalışan işçilerden biri 2001 yılında inşaattan düşerek vefat eder… İşte olay bundan sonra başlar. Soruşturmalardan sonra dernek başkanı Hacı Mehmet Demirdöğer; sigortasız işçi çalıştırmak, v.b. sebeplerle 65 bin lira para cezasına çarptırılır. Emekli maaşına haciz gelir. Ne yapacağını şaşırır. Belki de“Nereden bu işe giriştim, cami, okul, taziye evi gibi şeyler senin neyine, gidip evinde oturaydın. El alemin akıllısı sen misin?” diyerek pişman olmuştur. Kim bilir?
Derdini anlattığı İl Müftüsü Mehmet Ali Öztürkçü “suçun kasıtlı işlenmediğini, zaten tüm camilerin hayırseverlerin maddi ve manevi destekleriyle yapıldığını” söylemiş ve çözüm için valiliğin de onayı ile Ziraat Bankası Adıyaman Şubesinde 50463261–5002 no.lu yardım hesabı açıldığını belirtmiş…
Müftü beyden Allah razı olsun, Mehmet amcamızı kaderiyle baş başa bırakmamış… Lakin halkımızın bir alışkanlığı var. Daha doğrusu alışmadığı bir konu var: Binde dokuz yüz doksan dokuzumuz hayır olarak vereceğimiz 5–10 veya 50–100 lira için banka kuyruğuna girmez. Bu nedenle bu teori, pratiğe uymaz, umulan yararı sağlamaz. Bu borç, Demirdöğer’in şahsi borcu değil, dernek tüzel kişiliğinin, dolayısıyla caminin borcu olduğuna göre önerim, gelin İl Müftülüğü olarak cemaate çağrıda bulunarak Cumhuriyet Mahallesindeki Ebubekir Sıddık Cami ve Kuran Kursu için bu Cuma günü camilerde toplanacak yardımları bu hesaba yatıralım. Nasıl olsa vefat eden işçinin düştüğü inşaat Mehmet Demirdöğer’in kendisi veya babasının inşaatı değil, bir cami inşaatı idi…
Hepsinden de önemlisi yaptığı ve yapacağı hayır için insanları pişman ettirip Hacı Mehmet amcaların azalmasını değil, aksine çoğalmasını sağlayalım.
Aksi halde yalnızca Mehmet Amca ağlamaz. Risk almaktan korkaklaşan tüm toplum ağlar…
Ve bakalım mahalle muhtarı Mehmet Çalışkan, bu konuda da soyadının gereğini yapacak mı?
Mustafa Işıldak www.mustafaisildak.com.tr
7.8.2012 Adıyaman’da Bugün Gazetesi
0532–422 95 28 m.isildak02@gmail.com
|