Sahip Olduklarını Hor Kullanma
İnsan her türlü meziyetlere sahip bir canlıdır. Bazı meziyetleri de var ki onları farklı şekillerde kullanmaya başladığı zaman; birçok insanla arasındaki ilişkilerin bozulmasına, nahoş hallerin oluşmasına sebep olabiliyor. Hele kıskançlık, çekememezlik, benlik gibi kişisel bir takım haller var ki, neye mal olursa olsun, bu uğurda her şeyi yapmayı göze alabiliyor. A’den Z’ye, yukarıdan-aşağıya, sağdan-sola birçok kişi, sahibi olduğu mevcut konuma, işgal ettiği mevki-makama bakmaksızın kişisel menfaatler uğruna kullanabiliyor. İster köyde çoban olsun, ister şehirde işçi-memur olsun, ister canlıdan kadın-erkek olsun, ister esnaf olsun… Hâsılı kim olursa olsun; illa ki bir takım işlere, kişilere karşı önyargılı, peşin hükümlü davranabiliyor. Söylenenleri tasdik edercesine çevremizde şahit olduğumuz birçok konu ve kişi mevcut. Yeter ki yere bakan başımızı, kuma soktuğumuz kafamızı yerden kaldırıp etrafımıza bakalım.
Aynı kulvarda yürüyen, aynı çizgide ilerleyen ve aynı idealler peşinde sıralanan birçok insan var ki, boyuna-posuna, yaşına-başına, sahip olduklarına bakmaksızın; duygudaşını- mevkidaşını-arkadaşını alaşağı etmenin savaşı içerisindedir. Bir zamanlar aynı konumda, aynı şartlarda ve aynı hizmetleri sunan pozisyonlarda olduklarını unutmuş görünürler. Bazı durumlar oluyor ki insanın kişiliğini bile kaybetmesine sebep oluyor anlaşılan. Ancak unutulmasın ki, yükseklerde uçanlar, elbette yere ineceklerdir ya da kafa üstü yere çakılmaya mahkûmdurlar. Her çıkışın bir inişi mutlaka vardır! Her karanlık, bir gün aydınlanacaktır. Bu gün at sırtında gidenlerin, yarın iblisin eşeğinin sırtında geri gelmeyeceklerinin garantisini kim verebilir? Sırtını dayadığınız dağlar, bir gün gelecektir üzerine yıkılacaktır. Küçücük menfaatler uğruna koca gemiler yakan kendini bilmezler, o gemiyle beraber kendileri de yok olacaklardır. Peki, bunu kendileri de bilmezler mi? Elbette bilirler; ama hesaplarına öyle geliyor, şimdilik…
Çok bildiğini düşünüp de aslında hiçbir şey bilmeyenler, aynaya baktıklarında ne görüyorlar acaba?
Aynadaki akisleri, yüreğindeki, beynindeki kurumlaşmış, ağlarla örülmüş, köhneleşmiş zihniyetlerinden ne kadarını dışlarına yansıtıyorlar acaba?
“Hep bana, hep bana” düşünce sistematiğiyle hareket edenler, yapılacakların ne kadarını engelleme çaba ve gayreti içerisine giriyorlar acaba?
Her şeyi kendilerinin istediği şekilde yapılmasını, değiştirilmesini ve geliştirilmesini isteyenler, farklı düşünce ve hizmetlere tahammülsüz olduklarını her hâlükârda, her ortamda ortaya koymaktalar. Sanki kendilerinden başka hiç kimse ne yapacağın, ne söyleyeceğini, nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmedikleri kanaati oluşmuştur o benliklerinde… Herkes kendine ait olanı yapmakla, yürütmekle mükelleftir, Hiç kimse başkasının alanına müdahale etme hakkı ve cesaretini kendinde görememeli ve meydanında atla cirit oynamamalıdır. Çünkü başkalarının işine burnunu sokarak, yol gösterildiğinde, günü gelir onlara da yol gösterenler olacağı muhakkaktır Bunun bilincinde ve farkında olunmalıdır.Dünyada ki en kolay şey, başkalarına akıl vermektir. Hariçten gazel okumak kadar kolay olan yoktur. Ancak her gazelin sonunda da ses kısıklığı olma ihtimali vardır. Aslan, tilkinin artığından değil; ancak kendi önündekinden yer ve yemek zorundadır.
Hiç kimse sahip olduklarını, başkalarının mutsuzluğu ve huzursuzluğu için kullanmamalıdır. Başkalarının mutsuzluğundan mutluluk kaleleri dikmek, dikmek için uğraşmak er kişin işi değildir. Bu yüzden iyice durup, düşünmek ve derinlemesine bir iç muhasebesi yapmak gerekir. Şeytanla arkadaşlık yaparak, onun arzu ve isteklerine uyarak, şeytanî heva-hevesleri uğruna, hak, hukuk, adalet gibi insanî değerleri bir kenara bırakarak hareket edilmemelidir. Çünkü biz insanlar, canlılar içerisinde en şereflisiyiz. Ona lâyık olup, gereğini yerine getirmeliyiz.
Unutulmamasın ki;
Gün olur bu devran da döner,
Sönmez denen fener de söner,
O yüzden daim hakkı öner,
Karar sana kalmış bilesin!
Babadan öğüt der ki oğul,
Kavak gibi dik olma eğil,
Arz bir günden ibaret değil,
Karar sana kalmış bilesin!
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com |