Otobüs Mü, Uçak Mı, Ne Dersiniz?
Şehirlerarası otobüslerle hiç şehir dışına yolculuk yaptınız mı? Eminim yapmayanınız yoktur. Hele insanın nafakasını kazanmak uğruna gurbete çıkması söz konusu olunca; herkesin bir yakını bir şekilde il dışında bulunmaktadır. Bu nedenle; ya onlar size gelmek zorunda kalıyor, ya da siz onların yanına gitmek zorunda kalıyorsunuz.
İnsanlar bütçesine göre ya uçakla, ya özel otosuyla, ya da otobüsle, hatta trenle bile gidenler olmaktadır.
Eğer hangisi ucuza geliyor diye bir kıyaslama yapacak olursanız; bazen en ucuz denilen, en pahalıya, en pahalı denilenin de en ucuza geldiğini göreceksiniz.
Örneğin uçak yolculuğuyla, otobüs yolcuğunu karşılaştırabiliriz.
Derler ki uçak yolculuğu, otobüsten daha ekonomik olmaktadır.
Doğrusunu isterseniz, düşününce hak vermemek mümkün değil.
Uçak yolculuğu, otobüs yolculuğundan daha ekonomik gibi geliyor.
Neden derseniz?
Otobüs yolculuğunda verilen molalarda, insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için Otobüsten aşağı indikleri her an ve her şey paralı da ondan.
Nasıl mı?
Zaten yolculuk esnasında, fiziki olarak yorgun düşüyorsunuz. Molalar da aşağı iner, bir yemek yiyeyim diye düşünürsünüz, bir lavabo ihtiyacımı gidereyim dersiniz.
Canınız yemek ister, fakat fiyatlar ateş pahası.
Yani hem ekonomik olarak yorulursunuz, hem fiziki olarak...
Firmaların anlaşmalı mola verilecek tesisler, deyim yerindeyse âdeta para tuzağı. Self servis yaparlar, fiyatları yoktur üzerinde. İçine düştüğü tuzağın farkında değildir yolcu. Ne zaman ki yemekleri alır, kasaya gelirsin, işte o zaman başlar hayal kırıklığı... Otobüs kaptanları, çalışanları ve misafirleri özel bölmelerde her çeşit yemeği afiyetle, bedava yerken; belki onların acısını yolculardan çıkarırcasına fiyat yükselttikçe yükseltirler. Bir de yemekleri yenecek şekilde taze olsa, neyse…
Şimdi diyeceksiniz ki; “ siz de yemeyin kardeşim, zorla yediren mi var!”
Belki haklısınız, belki değilsiniz!
Diyelim ki, evden hazırlıklı geldiniz. Sarma-dolma benzeri yiyecekler getirdiniz. Otobüste nasıl yiyeceksiniz. Otobüste koku yayılacak, ya da gece yolculuk esnasında ise gürültü yapacak.
İnsan yolculuk esnasında, o kadar çok olumsuzluklarla karşılaşıyor ki. Mesele yanında oturanlar, mesela küçük çocuklar ve anneleri, mesele koridor tarafında otururken personel gelip geçmelerinden rahatsız olmalar, mesela kendini bilmez birkaç kişinin yüksek sesle sohbet etmeleri ve söylenenlere mecburi olarak kulak kabartmalar…
Sadece yolculuk süresince ilk defa görüp, tanışmalar. Tanışmakla kalsa neyse... Çünkü yol uzun, yolculuk sıkıntılı, o yüzden hayatını ortaya dökmeler başlar. Hele yanında yaşlı teyzeler, amcalar varsa, vay haline… “Yavrum daha gelmedik mi? Kimlerdensin? Nereye gidiyorsun? Ne yapıyorsun?...” Sürekli cevap verme hali oluşur insan da...
Dinlenme yerlerinde, lavaboya gidersin, dünyanın parası.
Bir de yetmez gibi, uyuklamalı bir hal ile binersin belki başka bir otobüse Farkına vardığında başlar bir kargaşa ve karmaşa…
Geceleyin uyursun, aniden yanından geçen personelin çarpmasıyla havalara sıçrarsın. Zaten kafanda yer etmiş trafik canavarına yenik düşebilme korku ve endişesi. Bir şey diyemezsin. Çünkü bu onun görevi. Bir su vermek için bile geçmek zorundadır. Gerçekten zordur yolcu olmak, hele otobüste yolcu olmak…
Yolculuğa çıkarken çocuğun varsa yanında olmak zorundadır. Tabi en büyük cezayı ve ceremesini yine anneler çekecektir. Rahatsız ve huzursuz olan çocuğun (hele küçükse) ağlamaları ve bağırmaları, otobüs içinde, belki de beyninin içerisinde yankılanıp durur. Susmak bilmeyen ağlamalar sürüp gider. Kaçacak yer yoktur, mecburen katlanacaksın. Belki son model otobüslerde kulaklığını takar; ya müzik dinler veya bir film seyredersin; ama nereye kadar.. Yol uzun, dayanmak zor… Hele, ya çocuk da seninse… İşte o zaman ki halinizi bir gözünüzün önüne getirin. Hele bir anneyseniz başlar bir mahcubiyet, başlar bir stres… Herhalde o an en zor olan şey; hem anne olmak, hem yolcu olmak, yolculuk yapmak.
Anlayacağınız otobüsle yolculukta, hem fiziken, hem ruhen büyük bir yorgunluk ve sıkıntı başlar. Üzüntülü, sıkıntılı ve sinirli ve stresli bir süreç... Bazen tanımadığın bu ortamda, istem dışı bir takım hareketlerde bulunursun ve karşı taraftan nasıl bir tepki alacağın da hiç belli değildir.
Yolculuk zordur. Hem yorulursun saatlerce otobüsle gitmekten, hem ekonomik olarak çöküntü...
Hem de istenmeyen durumlarda sıkıntı ve mahcubiyet…
Tüm bunları üst üste koyduğunda; otobüs yolculuğunun aslı astarını geçmektedir. Öyle uzun uzadıya gidilecek bir yolculukta, giden zaman ve harcanan masraflar, hem uçak yolcuğunuzdan pahalı gelmekte, hem de çok kısa bir sürede gideceğin yere varamıyorsun.
Hayatın zorluğu yanında; bir de otobüs yolcusu olmuşsanız, bir de anneyseniz ve küçük çocuğunuz da varsa, vay halinize…Allah yardımcınız olsun.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com |