|
|||
![]() |
Ne durumdayız, Hiç Düşündünüz Mü? | ||
KERİM BAYDAK | |||
kerimbaydak@hotmail.com | |||
Ne durumdayız, Hiç Düşündünüz Mü? Bazen soruyorlar, memleket ne âlemde, ülke ne âlemde diye; cevap versen bir türlü, vermezsen bir türlü!…Birine cevap versen, diğerinin kalbi kırılıyor ya da sitem ediyor, bir başkasına cevap versen, başka birileri darılıyor, kırılıyor. Ancak konuşsan karşıdaki razı değil, konuşmasan gönül razı değil. İçinden çıkılması hayli zor bir durum yani… Ancak cevap vermekten ziyade süregelen bir hikâyeyle size cevap vereyim diyerek, onların bu konuda yorumlarını kendilerinin yapmasına vesile olmaya çalışıyorum. Şimdi size de aynı hikâye anlatarak, konu ve gidişat üzerinde yorumları sizlerin takdirine bırakıyorum.
[“Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü bir Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi kadı bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var… Karakuşi kadı fırıncıya ‘ben bunu aldım’ demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: ‘Hani bizim ördek?’ Fırıncı boynunu büküp ‘Uçtu’ deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayri Müslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış… Gayri Müslim peşinden kovalıyor… Fırıncı koşarken duvardan atlamış ve bilmeden öteki taraftaki hamile kadının üstüne düşmüş. Hamile çocuğunu düşürdüğü için Hamilenin kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncı önüne çıkan bir Yahudi ye çarpıp devirmiş, üzeri çamur olan Yahudi de kızıp takılmış fırıncının peşine. Sonunda zaptiyeler duruma müdahale etmiş, hepsini yakalamış Karakuşi kadının karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş… Ördeğin sahibi ‘bu adam ördeğimi hiç etti’ diye şikâyet etmiş. Karakuşi kadı, fırıncıya sormuş: ‘Ne yaptın bu adamın ördeğini?’ Fırıncı ‘uçtu’ demiş. Kadı kara kaplı defteri açmış: Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar uçar anlamına gelir, o halde ördeğin uçması suç değil diyerek fırıncının beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayri Müslim vatandaşa sormuş. Onun şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: ‘her kim ki gayri müslimin iki gözünü çıkarırsa, o müslimin tek gözü çıkarıla… Davacı ne olacak? Diye sorunca Karakuşi kadı, Şimdi demiş, fırıncı sağlam kalan öbür gözünü de çıkaracak, bizde onun tek gözünü çıkaracağız’. Tabi gayri Müslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da berat etmiş. Çocuğunu kaybeden hamile kadının kocasına da Karakuşi kadı ‘tamam’ demiş. ‘Karını fırıncıya vereceksin, o yerine bir çocuk koyacak’ demiş. Böylece hamile kadının kocası da davadan vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da kurtulmuş… Kadı dönmüş Yahudi’ye: ‘Senin şikâyetin ne?’ Yahudi ellerini açmış, “ne diyeyim kadı efendi’ demiş; “Adaletinle bin yaşa sen, e mi!”?]
Daha önce beğenerek okuduğum bu yazıyı, sizler de okuyunca beğenir misiniz, bilemiyorum!
Kerim BAYDAK kbaydak61-artan@hotmail.com
|
|||
Etiketler: Ne, durumdayız, Hiç, Düşündünüz, Mü, , , |
|