İnsanlar Ne Zaman Kendini Değiştirir
Merak etmişimdir; insanlar, toplumlarda yaşayan bireyler ne zaman kendini değiştirir.
Kişi kendini ne kadar eğiten biriyse; toplum o derece huzur ve refaha kavuşur.
Hükümetlerin, siyasilerin, mevki, makamların değişmesiyle değil, bireylerin değişmesiyle idealist insanların boşlukları doldurmasıyla, toplum huzur ve refahla mevcudiyetini sürdürür.
Eğitilmiş, eğitimli insanların umut dolu, bilgi dolu insanların, vatana, millet, devlet, hizmet aşkını memleket sevdasını, toplumsal eksiklikleri bilen insanların toplum içinde yer alması gerekiyor.
Bu boşluklar da ve ya koltuklar da ehil insanlar yer almadıkça toplum düzelmeyecektir.
Şahsi menfaatlar için değil, milli menfaatler için, toplumun huzuru ve refahı için mücadele edilmeli.
Garibanı, fakiri ezerek değil.
Onları görmezlikten gelerek değil.
İnsanları kullanarak bir makamlara gelip onları unutmak, sorunlarını çözmemek elbet de hoş değil.
Aslında zaman böyle zamanlar muhakkak olmuştur.
Herkes birbirine bağlı lokomotiftir.
Yaşamda insanların bir birine daima ihtiyacı vardır.
Yardımlaşma ve dayanışmanın, birlikte yapılan bir işin hazzı ve mutluluğu, velhasılı yaşam, insanlarıyla, doğasıyla, değerleriyle bütünleşince güzeldir.
Düşünün; bitkisiz, ağaçsız çıplakmış gibi duran bir dağı…
Düşünün ki sevilmeyen, sevgisini etrafına yansıtmayan yapmacık bir insanı...
Düşünün! Düşünün!
Yardım alamayan, zorda kalan nice insanlar var.
Sadece belli zamanlar hatırlanan ve belki biraz yiyecek ve bir miktar para ya da tutulmayacak vaatler verilen nice garip, fakr-u zaruret içinde yaşayan insanlar var.
İşte bu duygu ve düşüncelerini istismar etmek ne kadar etik bir davranıştır.
Sorarım size.
Eğer ki bulunduğunuz, sahibi olduğunuz, olacağınız makamları halkınıza adaletli şekilde veremediyseniz, orada bulunmanın, yaşamanın hiç bir anlam ve gayesi yoktur.
İnsanlar ve mevkiler baki değil, kimsenin malı değil, kimsenin tekelinde de değil.
Gelip geçici.
Handa duran misafir misali, an gelecek herkes terk edip gidecektir.
Sadece yaptıklarıyla anılacaktır.
İnsan mesleğiyle yücelmez anlatılmaz.
Mesleğinin gereklerini yerine getirerek, ancak mesleğini yüceltir.
İnsanlık, yöneticilik vasıfları, değerleri farklıdır.
Onları yerine getiren insan, ne güzel insandır.
Bu insanın yaşam, ruh güzelliğidir.
Yaradılışının gayesidir, ahlak güzelliğidir.
Eli öpülesi insanların yerine, yüzüne bakılmayacak.
İnsanların elini öpmekten haz duyuyoruz.
Onlardan medet bekliyoruz.
Kendi menfaatını düşünen insandan ne fayda beklenebilir ki.
İnsan, insan gibi insan olmalıdır.
Sanırım herkes bulunduğu yerin, hizmet arenasının ateş çemberine döndüğü zamanlar da, görev adayı, adamı olan herkes okuyup, dersler çıkarması gerekir.
Umarım herkes değişmek adına her türlü fedakârlığı ve üzerine düşen görevi gösterir.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com
|