İnsan Kılığına Girenler Çok
İnsan kılığına girmiş, insanî özelliklere sahip olduğunu düşünen sayısız mahlûkat var.
İnsan suretindeki yaratıkların yaptıkları tutarsız, dengesiz; her halleri sıkıntı verici ve her söyledikleri mide bulandırıcı…
İnsanların bu tutarsızlığından ve günümüzde yarattığı çelişkilerden sıkılıp, o umutsuz anları anlatan çok güzel sözlerimiz vardır.
Hani hep söyleriz ya! Adam olmak kolay değil. Görünen o ki, insanoğlu yüzyıllardır değişmemiş, hep aynı kalmış ve aynı da kalacaktır.
Mevlana öyle der ya! “Ne elbiseler gördüm içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok.”
Toplumda insanlar öyle okumayla, diplomayla pek de uyuşmayan manzaralarla karşı karşıya kalırlar. Günümüzün bazı insanları, her ne kadar üniversite bitirseler de, ahlâk ve karakter bakımından oldukça zayıf, çürük ve kusurlular. Böyle insanların sevgi, saygı, hürmet, hak, hukuk, adalet, hoşgörü tevazu ve vicdandan mahrum olduğuna şahitlik ediyoruz. Sahip oldukları, elbiselerin içinde adam olduğunun varlığına yetmiyor artık.
Sosyal yardımlaşma ve dayanışma ise, yok denecek kadar azalmış. Bu nedenle, doğru dürüst insanı, adam gibi adam olanı mumla arıyoruz.
Din, iman, ahlâk, aile terbiyesinden yoksun yetişen, adam gibi adamlara rastlayamıyoruz. Böyleleri çok az ve zor yetişiyor.
Ortalıkta dolaşıp, doğruluktan ve kültürden nasibini almamış, adam olamayan, birkaç diplomaya sahip olan insan müsveddeleri, toplumun yüz karası ve utanç vesilesi olmaya sebep oluyorlar.
Okumakla veya bilmem ne kadar bilgi sahibi olmakla iş bitmiyor. İnsanların saygı göstermesiyle, adam yerine koymasıyla da iş bitmiyor. Malum, “Okumak cehli giderir, eşeklik baki kalır” diye bir söz vardır. Sonradan görme diplomalı bazı görgüsüzler, yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmezler. Kendisinden başka kimseyi umursamazlar.
Ülkesine faydalı olmayan, doğup büyüdükleri kente ve memleketine hizmet getirmeyen, hemşerilerine sahip çıkmayan, eşine dostuna arkadaşına saygısız olan, insanlara tepeden bakana ve sürekli aşağılayıcı intibaı bırakan, kendinden aşağı, zayıf, aciz olan insanlara iyi davranmayan kişi ne kadar insan sayılır, derinlemesine etraflıca düşünmek, sorgulamak gerekir.
Hemen herkesin bildiği bir kıssadan hisse vardır. Adamın oğlu, kendine “adam olamazsın” diyen babasına, adam olduğunu ispatlamak amacıyla; memleketi, baba ocağını terk-i diyar eder. Gel zaman, git zaman; nüfuzlu bir sadrazam olur ve askerlerini babasını huzuruna getirmeleri için emirler verir. Sadrazamın kim olduğundan habersiz baba; emire itaat ederek huzura çıkar, birde ne görsün, makamda oturan kendi oğludur.
Babasına, değil ayağa kalkıp elini öpmek, hoş geldin bile demeden;
“Baba, sen bana adam olamazsın diyordun, bak işte devletin en yüksek makamına kadar çıktım ve Sadrazam oldum. Hazinem altın dolu” deyince:
“Oğul, ben sana vezir olamazsın, paşa olamazsın, zengin olamazsın, demedim; adam olamazsın dedim!” der.
Malum, adam olmak kolay değil! “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.”
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com |