Galiba Depresyondayız
Her geçen gün ölüm haberleri almaktan korkar olduk. Özellikle intihar haberleri…
Her telefon çaldığında olumsuz bir haber almamak için, bildiğimiz tüm duaları okuruz. Hele gurbetliğin arttığı, insanların nafakaları için farklı yerlerde çalışmaları da eklenince, sürekli sıkıntılılar içerisinde yaşamaya başladık.
En çok korkulan ve insanı en çok etkileyen ölümler içerisinde intiharlar gelmektedir. Küçük-büyük, kadın-erkek demeden her yaştan ve her kesimden insanın intihar haberlerini sıkça duyar hale geldik.
Ekonomik sebepler, ruhsal bozukluklar, yalnızlıklar, değersiz hale geldiği düşünceleri, düzensiz kullanılan ilaçlar gibi sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan intihar haberleri, artık günümüzün en korkulu rüyası haline gelmeye başladı.
İnsanların geleceklerinden korkar hale geldiği günümüzde; ileride birçok olumsuzlukla karşılaşabileceğini düşünmesi ve gelişen teknolojik gelişmelerle dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir intihar ve benzeri bir olayı birkaç dakika sonra öğreniyor olması, insanlara bir bakıma kötü örnek olmaya, insanlarda farklı olumsuz düşüncelerin oluşmasına sebep olmaktadır.
Ruhsal bozukluklar yaşayan, yaşamaktan zevk almayan, istekleri dışında gelişen bir olayın kendilerini tatmin edememesi, beklentilerinin ve taleplerinin yeterince karşılanamaması, günümüzün baş belası olan strese, beraberinde depresyon denilen ruhî bir hastalığa müptela oluyorlar.
Ne zaman insanı pençesine alacağı bilinmeyen bu depresyon belası, her an farkında bile olunmayan bir şekilde hayatını zehredip, zindana çevirebiliyor. Dolayısıyla psikolog ve psikiyatristlere olan ilginin de artmasına sebep oluyor. Elinde, avucunda olan her şeyini, iyileşme uğruna bu yola harcayan insanlar; sonuçta ya intihar ediyor, ya da aldıkları depresyon ilaçlarıyla başka rahatsızlıklar içerisinde kıvranıyorlar.
Öyle bir hale gelmişiz ki, en ufak bir rahatsızlığımızda bile depresyon ilaçlarını kullanmaktan çekinmiyoruz. Hatta çoğu zaman ilaçları eş-dost tavsiyesiyle kullanma yoluna bile gidiyoruz.
Bir eczası dostumuzun söylediği çok manidar bir söylemi var ki şaşkınlıkla dinlemiştim. Diyor ki: “İnsanlar gelip depresyon ilaçlarını reçetesiz almak için bizlere baskı bile yapıyorlar.”
Rastgele alınan ilaçlar ve özellikle anti depresyon ilaçları, bir hastalığı iyi ederken, başka bir hastalığı tetiklediğini, uyumakta olan başka bir mikrobu uyandırdığını söylemişti, bir uzman arkadaşımız…
İnsanlar, huzursuz olmaya başladı.
İnsanlar, hiçbir şeyden zevk almamaya başladı.
İnsanlar, bazen konuşmaktan ya da susmaktan korkmaya başladı.
İnsanlar, kendini yargılamaya, başkalarına zarar vermeye başladı
İnsanlar, korkmaya, kendine acımaya, sevilmediğini, yememeye, içmemeye, düşünememeye, ansızın ağlamaya veya gülmeye, somurtmaya, bir kaşık suda fırtınalar koparmaya başladı.
İnsanlar, nefes almakta zorlanmaya, yatağından, köşesinden, odasından çıkmamaya başladı.
İnsanlar, toplumdan kendini soyutlamaya, ruhsal ve zihinsel ve fizyolojik çöküntüler yaşamaya başladı.
Temelde bir duygulanım bozukluğu gibi görünse bile, duygusal, davranışsal, düşünsel, bedensel, etkileri derin olmaktadır.omfvjh Kısa süreli, ve gelip geçici olmayan bir mutsuzluk, karamsarlık ve ümitsizlik olmaktadır. Moral bozukluğu, her gün; ama bütün gün, sürekli değişmeden, hafiflemeden varlığını hissettiriyor Teselli, keyif verici uğraşlar, moralleri yükselten ortam veya faaliyetler bile depresyonu düzeltemiyor. İlgi, alaka ve zevk alma yeterince yapılamıyor.
Daha birçok sebebin ve etkinin görüldüğü bu rahatsızlıklara uzmanlar depresyon tanısı koyabiliyorlar. suirs4
Bu konuların uzmanı değilim; ama çevremde gördüklerim ve insanlarda gözlemlediğim kadarıyla; depresyon denilen baş belasının belirtilerini görebiliyorum. İnsanlardaki, sevgi, saygı, hürmet, şefkat gibi birçok değerlerin kaybolduğunu, özgüven azalması ile suçluluk, değersizlik düşünceleri geleceğe olan karamsarlık, şüphe, endişe, kaygılar, gereksiz ilaç kullanımı, aile içi şiddetli geçimsizlik ve boşanmalar… depresyona, akabinde birçok intihar olaylarına sebep olmaktadır.
Sizler de çevrenizdeki olan biteni düşünecek ve gözlemleyecek olursanız, bana hak vereceksiniz. Her gün artan depresyon haberleri ve intihar haberleri de işin cabası.
Dünyada 3. sırada olduğu depresyon ruhsal hastalığının pençesinde olan milyonlarla ifade edilebilen kişinin olduğu söyleniyor. Nasıl tespit yapıyorlar bilmiyorum; ama öyleyse işimiz ve yaşantımız çok zor diyebilirim.
Galiba hepimiz depresyondayız ya da depresyona girmeye süratle yaklaşıyoruz.
Şimdi söyler misiniz?
Biz, depresyonda mıyız, değil miyiz?
Yoksa bu kadar intihar olayları ve haberleri olur muydu?
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com
|