EVDEN KAÇAN ÇOCUKLAR VE KAFAMA TAKILANLAR
Geçen hafta akrabamdan birisinin taziyesi nedeniyle bir büyükşehirdeydim.Gece gece vakitte ayrılmak zorunda kalmıştık.Arabayla ikâmet edeceğimiz yere gitmek için kısa yolu tercih ettik. Geceleri nadiren kullanıldığı söylenen bu yolda gördüklerim gerçekten beni şoke etti. Bir taraftan korktum ve ürperdim, diğer taraftan vicdan azabı çektim ve inanılmaz derecede üzüldüm.
Korktum; çünkü kuytusu olan ufacık yerler bile çocuklar tarafından işgal edilmiş durumdaydı.Hele refaketçimiz, “burada geceleri bir takım olaylar olabiliyor” deyince harbiden tüm bedenim ürpermeye başladı. “Ya burada arabamız bozulursa, ya bizi de çok zengin bilirlerse, başımıza neler gelirdi kimbilir!” Adeletsiz ve dengesiz sahiplenme yüzünden alt ve üst kesim arasında uçurumlar meydana gelmiş durumda. Bu da alt kesimin üst kesime düşmanca bakmasına sebep olmaktadır.
Vicdan azabı çekerek, üzüldüm; çünkü bu çocukların bu duruma gelmesinde insan olarak benim gibi herkesin payı vardı diyordum. Bu duruma gelmelerinde bizim de sorumluluğumuz elbette vardı.
Türkiye’de kayıp çocukların en fazla olduğu şehirler, şüphe yokki büyük şehirler ve göç alan şehirlerdir.
Kayıp çocukları birkaç gruba ayırmak mümkündür.
Kendi rızası ile kaçanlar, rızası dışında kaçırılanlar ve istemeden de olsa yoksulluk ve benzeri gerekçelerle kaçanlar....
Kaçan çocukların özenti, ebeveyn boşanması, şehirleşememe gibi alt başlıkları... içeren sebepleri vardır.
Kaçırılan çocukların ise; çocuk ticareti, dilencilik ve cinsel sömürü gibi sebepleri vardır.
Kayıp çocukları bekleyen problemler o kadar çok ki; organ ticareti, hastalık, uyuşturucu bağımlılığı, cinsel istismar, terör örgütleri, şiddet, yeraltı örgütleri olabilir.Çünkü içinde bulundukları durum ona çok; ama çok müsaittir.
Çoğu zaman düşünmeden edemiyorum ve her seferinde de huzursuz oluyorum.
Hep kendi kendime sorarım; “bir çocuk evden niye kaçar?”
Evden kaçan çocukların nedeni; çoğunlukla erken evlilik, aile içi şiddet, işsizlik, yoksulluk, şiddet, eğitimsizlik. Çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak yaşa gelince; aile ortamından (dolayısıyla dayak, kötü muamele ve sefaletten) kurtulma hayaline kapılıp, çareyi dışarda aramaktadır. Ailede iletişim eksikliği, ailesinden ilgi göremeyen çocukların çabuk kandırılmaya müsait olması, üvey anne-baba-kardeş problemi, aile baskısı, kuşak çatışması, ensest ve taciz, kötü arkadaş, başarısızlık gibi nedenler de vardır elbette. Hele günümüzün baş belâsı internetin bilinçsiz kullanımı, aile yapısını bozmayı hedef alan pembe diziler, erotik filmler de çocuğun evden kaçma nedenleri arasında sayılabilir. Çoğu zaman kaçırılan çocuklar evlenme vaadi, fuhuş, örgütte kullanmak ya da dilendirmek için kaçırılıyor.
Bölgesel ve nokta alan taramaları yapılarak ekonomik, sosyo-kültürel, psikolojik destek programları uygulanması, anne-babalara aile içi iletişim, ana-babalık eğitimi, çatışma çözme, empati geliştirme eğitimi verilmelidir.Uzmanların periyodik ziyaretleriyle değerlendirmeler yapmaları gerekir. Aile danışmanlığı sisteminin daha da aktif hale getirilmesi, belediyelerin meslek edindirme kursları açmalarıyla medyada kayıp, kaçan, kaçırılan çocuk meselesine ilişkin kısa ve etkili uyarılar yapılmalıdır.Belki seyahat şirketlerinin 18 yaşından küçük olanlara bilet satmaması, internet salonlarının özellikle sıkı denetimi, yerel yönetimlerce mahallelerde spor, eğlence, kütüphaneler yapılmalıdır. Hele servis sürücüleri kesinlikle iyi bir eğitimden geçirilmesi gerekmektedir.
Çocukların yakın takip altına alabilecek bir veri tabanı hazırlanmalıdır. Bu veri tabanına kayıtlı bütün çocukların; nüfus, adres, aile, eğitim, sağlık, sosyal güvenceleri takip altına alınabilir. Mevcut okullarda okuyan çocuk bir gün okula gitmediğinde veri tabanı çatısı altındaki bütün kurumlar haberdar olmalı ve aile ile iletişim sistemi devreye girmeli, girebilmelidir.
Özellikle büyük şehirlerde yüzlerce metruk bina ve binlerce hurda araç bulunmaktadır.Bunu metropollerde gezildiğinde daha çok gözlemleyebilirsiniz. Bu binalar tespit edilip envanteri çıkarılmalıdır; çünkü bu binalar ve araçlar çoğunlukla alkol, madde bağımlıları tarafından kullanılmaktadır.Bimekân takımı çocukları, sokak çocukları tarafından, tinerci ve balici madde bağımlısı gençler tarafından kullanıldığını hepimiz bilmekte ve görmekteyiz.Tespiti yapılacak bu binaların yıkılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.Bu tür binaları mesken edinen çocuklarımız; vakitli, vakitsiz oradan geçenler için, güvenlik zaafı oluşup, tehdit oluşturmaktadırlar.
Çocukların kaybolmasının, dilendirilmesinin, istismar edilmesinin altında yatan en önemli sebeplerden bir tanesi de; toplumumuzun yaşadığı ahlâkî yapının çöküşüdür.. İnsanımızda hoşgörüve tevazu kalmadı artık. Din ve vicdan terbiyesi olmayınca, acıma, merhamet ve şefkat duyguları ortadan kalkmaktadır.. Küçücük yaştaki çocuklar, uyuşturucudan tutun da, her türlü gayr-i ahlâkî her işi rahatça yapılabilmektedir. Bu ahlâki çöküntüün sebebi; her geçen gün televizyon, radyo ve internetten bizlere çeşitli yollarla bir kültür empoze edilmesidir.. Bu sebeple; çocuklarımıza gerekli din ve ahlâk eğitimi verme, verebilme, alma ve alabilme yoluna gidilmelidir.
Çocuklarımız bu duruma gelmelerinde hepimizin ihmali eminimki vardır.Herkesin bu konuda yapması gerekenler muhakkakki vardır.Tüm kişi ve kurumlar koordineli şekilde etraflıca bir beyin fırtınası yaparak, üzerine düşen sorumluklukları yerine getirmelidirler.
Çünkü çocuklarımız geleceğimiz, canlarımız, kanlarımız...
Çünkü çocuklarımız her şeyimiz!..
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com |