Ercan Ünal Ve ÇAYKUR Rizespor
Spor ilgili fazla köşe yazmam; ama daha Altay’da iken ben de olumlu izler bırakan ve futbolunu izlemekten büyük bir keyif aldığım Ercan Ünal’ın ÇAYKUR Rizespor’da son haftalarda ilk on birde yer almadığını görünce doğrusu üzüldüm.
ÇAYKUR Rizespor’un hedefleri olan bir takım olduğunu biliyorum. Bu hedefleri gerçekleştirmek adına Altay’dan Ercan Ünal transfer ettiklerini öğrendiğim de çok sevinmiştim. Savunma anlamında güçlü bir fiziği ve akılcı futbol oynayan, keskin zekâlı mantalitesiyle ÇAYKUR Rizespor’a çok faydalı olacağı kanaatindeydim. Bunda yanılmamıştım.
Ercan Ünal’ın ÇAYKUR Rizespor’a transfer olmasıyla birlikte, iyi bir ÇAYKUR Rizespor taraftarı olduğumun bilinmesini isterim.
Kendisini tanımam. Kendisinin de beni tanıdığını sanmıyorum.
Genç, dinamik, akılcı ve tutarlı bir futbol oynayan Ercan Ünal, ÇAYKUR Rizespor’a çok faydalı olmuş görünüyor. Ancak ne hikmetse, bazen ilk On Bir’e girmekte zorlanıyor. Hâlbuki büyük ümitlerle transfer edilen bu oyuncunun olduğu savunma hattında, böylesine güçlü, kuvvetli fiziği olan ve çok anlaşılır bir futbol oynayan bir oyuncu bulmak hayli zordur, Türkiye sahalarında… Hep şikâyet eder dururuz. Gerek milli takım bazında, gerekse, süper lig ve diğer gruplarda, böyle başarıyı yakalamış bir savunma oyuncusunu bulmak hayli zordur. Öyle ki birçok takımımız, bu boşluğu ve eksiği ancak yabancı oyuncularla telafi etme yoluna gitmektedir. Demek oluyor ki “bahçemizde yetişen ot bize acı gelmektedir.” Özümüzden çıkmış, başarıya aç genç futbolcuları kazanmakta nedense hep başarısız kalıyoruz.
Ercan Ünal gibi liglerimizde top koşturan ve başarılı da olabilen ve özellikle Bank Asya 1'inci Lig ekiplerinden ÇAYKUR Rizespor’da savunmadan bir oyuncuyu ekarte etmek, oyundan kesmek, kulübeye mahkûm etmek, herhalde başarılı bir oyuncuya verilebilecek en büyük cezadır. Bu nasıl bir akıldır anlayamıyorum.
Önceki sezon Altay gibi bir takımın forması altında; 4 Ziraat Türkiye Kupası, 3 yükselme grubu ve 23 Bank Asya 1. lig olmak üzere 30 maç oynayan Ercan Ünal'ın, kariyeri boyunca 60 Türkcell Süper Lig ve 148 Bank Asya 1. Lig ile 15 Türkiye Kupası müsabakasında görev yapmıştır. Bu genç yaşında, ne kadar da başarılı olduğunu ve oynamaya ne kadar aç olduğunu gösteren en güzel örneklerdir. Daha 22’sinde olan bu genç oyuncunun ÇAYKUR Rizespor’a büyük katkı sağladığı kanaatindeyim. Böylesi mazbut karakterli, insanın gözüne hoş gelen bir oyunla seyir zevki tattıran böyle bir oyuncuyu neden futboldan soğutma adına, oynamamaya mahkûm ediliyor, akıl sır erdirmek zor doğrusu.
TRT’ de yayınlanan maçlarda, maç spikerlerinin ve katılımcı yorumcuların söylediklerini hatırladıkça; “bu oyuncunu neden ilk 11’de yar almıyor?” diyorum. Doğrusu, hem takım teknik direktörüne ve antrenörüne, hem teknik ekip ve yönetim kurulunu sitem etmekten kendimi alamıyorum. Ümit Kayıhan gibi bir futbol ustasının nasıl olur da böylesine bir futbolcuyu, hele hele savunmanın belkemiği olabilen bir futbolcuyu görmezden gelir/geliyor, bilemiyorum.
Birçok takımın gözdesi durumunda olan ve belki de transfer gündeminde olan genç, dinamik, yırtıcı, atılgan ve harikulade teknik oynayan bir futbolcunun görmezden gelinmemesini beklerdim.
Özellikle bu yıl ÇAYKUR Rizespor’un seyrettiğin her maçında; Ercan Ünal’ı zevkle izliyorum. Bazen kendi kendime diyorum ki; “ya aslında bu çocuk, 1.lkigde bir takımda oynamayı hak ediyor; ama ÇAYKUR Rizespor’un belli hedefleri olan bir takım olduğu için neden bu futbolcudan yeteri kadar faydalanamıyor.
Bir futbolcu, ancak oynayınca tecrübe kazanır, ancak oynayınca faydalı olabilir. “İşleyen demir pas tutmaz!” kabilinden, futbolcu oynadıkça, kendine özgüveni gelir, futbol mantalitesi gelişir. Hele bu futbolcu gençse, hele gelecek vaden bir futbolcuysa... Hele her futbolcunun sahip olduğu meziyetler ve özellikler ancak oynamayla ilerleme kaydedeceğini, bir futbol ustası olan Ümit Kayıhan ve teknik ekip benden daha iyi biliyor kanısındayım.
Oynamayan futbolcu, faydalı olmadığını düşündüğünde ya da önü kesildiğinde, hem zihnen, hem fizikken, hem psikolojik olarak bir takım olumsuzluklar pençesine düşer. Her geçen hafta futbol hayatında telafisi çok zor tahribatlara yol açar.
Böyle gençler zor yetişiyor. Adana ‘da yetişen pırıl pırıl bir genç olan Ercan Ünal’ın, memleketinde olduğu kadar, çevre illerin birçoğunda büyük bir hayran kitlesi bulunması, futbolunu ne kadar ciddiye alarak oynadığını, güzel şeyler yapmak adına ne kadar ciddi ve kararlı olarak göstermektedir.
Ümit Kayıhan ve teknik heyetten özellikle beklentim noktasında Ercan Ünal oynamasının ve futboldan soğutulması adına ÇAYKUR Rizespor’a daha da faydalı olabileceği kanaatindeyim. İlerleyen haftalarda ve sonraki sezonlarda, Ercan Ünal’ın daha faydalı olabileceğini ve savunma hattında daha çok etkin rol üstleneceğine inanıyorum.
“Adam geçer, top geçmez” diye söyleriz ya! İşte o özelliklerde bir oyuncu olan Ercan Ünal’ın bir an önce oynatılması ve azami ölçülerde fayda sağlanacağı inancındayım. Lütfen bu gencimizi futboldan soğutmayalım. Lütfen bu oyuncunun sürekli oynatarak daha çok faydalanma yoluna gidelim. Lütfen bir gencin duyguları zedelenmemesi için, var gücümüzle onu yıpratmadan, rencide etmeden, kaybetmeden kazanarak, futbol aşkından uzaklaştırmadan sahiplenelim. Böylesi değerlere çok zor sahip oluyoruz.
Kulüp içinde ve yönetim içerisinde ne olursa olsun.
Hani denir ya! “Kol kırılır yen içinde kalır.”
Biz de içimizde birbirimizi bırakmayalım.
Gerçekten oynatıldığı sürece, Ercan Ünal’ın ÇAYKUR Rizespor’a çok çok faydalı olacağına inanıyorum.
Kerim Baydak
kbaydak61-artan@hotmail.com
|