DUALARLA GÜLE GÜLE..
12 Eylül 1980 darbesinin hemen sonrası idi… Milletin ödediği vergilerle satın alınıp giyilen asker ve polis üniformaları sayesinde “devletin silahlı adamı” olmakla elde edilen “güç” bazılarınca aynı milletin aleyhine kullanılıyor, “emir komuta zinciri” içerisinde uygulanan sistematik işkence devlet politikası haline geliyordu. İşte bu “bazıları” kirada oturduğu evin elektrik, su ve aylık kira bedellerini ödemiyor, bu yüzden de asker ve polis maalesef “güvenilmez” potansiyel meslekler arasına giriyordu. “Devlet adamını devlete şikâyet” etse bile çoğu ev sahibi bir şey yapamıyordu. Bu söylentilerin birçoğu yanlış olsa da kulaktan kulağa yayılıyor, artık ev sahipleri evlerini kiraya vermekten çekinir hale geliyordu.
Darbenin etkisi gittikçe azalıp sivil demokrasinin egemen olmaya başlamasıyla birlikte 1990’larda zamanın İl Emniyet Müdürü Süleyman Ekizer’in disiplinli çalışmasıyla meslekte bu tür olumsuz hareketleri alışkanlık haline getirenler, ilk günlerde tepki ile karşılanmış olsa da sonraki zamanda bu kötü alışkanlıklarını terk etmiş, böylece polise ve bu arada kısmen askere karşı önceleri oluşan güvensizlik gittikçe kaybolarak Allah’a şükür bu günkü güvenilir konuma gelmişlerdir.
Artık ev sahiplerinin yüzde doksan dokuzu mazide kalmış o kötü intibaları ters yüz edercesine “asker veya polis gibi sağlam kiracılar olursa veririm” demektedir. İşte bu değişimi sağlayan ve/veya koruyan; İl Emniyet Müdürlerimizden Mustafa Sağlam ve Mehmet Bilici ile personelinin haklarını teslim etmek gerek…
Sayın Sağlam’a ilden ayrılırken, cevap verip vermeme inisiyatifine saygı duyacağımı belirterek “keşke şunu da yapsaydım!” diyebileceğiniz veya bitiremediğiniz bir konu var mı, diye sorduğumda ayrılacağından dolayı buğulanmış gözleri uzaklara dalmış ve dudaklarından şu cümle dökülmüştü: “Bir şey kaldı… Başladık, tam bitiremedik. Onu da inşallah benden sonraki arkadaş devam ettirir: Tefecilik…”
Ve sonrasında gelen İl Emniyet Müdürü Bilici ve ekibi, Sağlam’ın görev ömrünün yetmediği tefeciliği bitirmek için(gerçi hiçbir suç bitmez, ancak azalabilir) gerçekten de azami gayretle çalıştı. Bilici de selefi Sağlam gibi devletin alışılagelmiş ceberut yüzünü elinin tersi ile iterek sevimli yüzünü vatandaşa yansıtmaya çalışmış, sivil vatandaşın polisten, emniyetten korkmak yerine sevmesi amaç edinilmiş, tabii ki bu arada suçlunun korkulu rüyası olması gerektiği de göz ardı edilmemiştir.
Sağlam’a sorduğum ve kamuoyuyla şimdi paylaştığım soruyu Bilici’ye sorsam ne cevap verir bilemiyorum…
Bildiğim dört yıldan beri görev yaptığı ilimizden yaş haddinden dolayı emekli olmak üzere yarın ayrılacağı…
Yolunuz açık olsun Sayın Bilici…
Bu kez sirenlerle değil, dualarla inşallah…
Mustafa Işıldak www.mustafaisildak.com.tr
0532–422 95 28 m.isildak02@gmail.com
19.4.2013 Adıyaman’da Bugün Gazetesi |