Aşırı Tüketici Bir Toplum Olduk
Tüketici alışkanlığı insanoğlunun vazgeçemediği bir özelliğidir. Globalleşen dünyada tüketici olmamak gibi bir şansının olması mümkün değil.
Mademki tüketiciyiz ve bundan kendimizi soyutlayamıyoruz; o halde ayağımızı bütçemize göre uzatmak için, çok ama çok dikkatli olmalıyız.
Günümüzde insanları aşırı tüketici olmaya zorlayan sayışmayacak derecede çok sebep var.
Çok ilginç, cicili-bicili, albeni çok fazla olan reklâmlar, cafcaflı, insanı etkileyen binlerce mamul ürünler, insanı cazibesinden kendini kurtaramadığı, cezbedici kampanyalar, bizleri aşırı tüketici bir toplum olmaya zorladı.
Tüketici olmak elbette olacaktır; ancak gereksiz ve anlamsız tüketici olmaktır kötü olanı. Çünkü gerekli olan alınacaktır, gereksiz olanı almanın yanında bir de sunulanın gerçek fiyatını yansıtıp yansıtmadığı da öznem arz etmektedir.
Herkesin kredi kartı vardır. Hemen herkes de marketlere gitmektedir. Hangimiz markete girince istediğimiz birçok ürün almadan dışarı çıkıyoruz. Bunu tetikleyen çeşitli sebepler bulunmakta. Diksiyonu düzgün satış elemanları, kulağa hoş gelen, insanın beynine, kalbine, yüreğine hoş gelen, duygu ve düşüncelerini okşayan farklı müzikler çalınması, ürün ambalajlarının insanı etkileyecek şekilde olması gibi birçok sebep bulunmaktadır.
Yine ilköğretim çağındaki çocukların bile kullandığı cep telefonları herkeste bulunmaktadır. Faturalı-faturasız fark etmez, çeşitli cazip kampanyalarla dakikalar, Sms’ler… kişilerin normalden fazla konuşmalarına sebep olunuyor. Okunamayacak kadar küçük sözleşme maddeleriyle kişileri bağlamalar neticesinde aşırı tüketici duruma getiriliyor.
Sağlıkta, AVM ’lerinde, manavda, kasapta vs birçok yerde etiket ve kasada ödenenler rakamlar farklı olunca cebimizden çıkan paralar, insanın tüketicilik zaaflarından faydalandığı hissi vermektedir. Adaletsiz ve haksız olarak hakkımızın gasp edildiği bir güvensizlik duygusu ortaya çıkmaktadır.
İnsan, rahatsız olmaktadır.
İnsan, huzursuz olmaktadır.
İnsan, kandırıldığını düşünmektedir.
İnsan, ödediği her kuruşun karşılığın tam olarak almak istiyor.
İnsan, etiket ile kasada ödenen miktarın aynı olmasını istiyor.
Bu konuda çok dikkatli olmak zorundayız.
Belki diyebilirsiniz ki; “siz de kanmayın canım, o kadar aklınız yok mu?”
Elbette haklısınız; ama hangimiz maketlere girip, isteğimiz dışında bir çok ürün almadan çıkmıyoruz ki? Demek ki bizi etkileyen ve almamıza sebep olan bir etken, sebep olmaktadır. Kendini soyutlayabilene ne mutlu diyorum. Kuruşlarla ifade edilebilen etiket fiyatları çok basit gelebilir, birkaç kuruşla ne olur ki diyebiliriz; ama genel itibariyle değerlendirildiğinde büyük bir meblağ oluşturmaktadır.
Vatandaşlık görevi gereği hem haklarımızı aramalı ve sorumluluklarımızı bilmeli hem de, aşırı tüketici olmaya etkileyen davranışlardan kaçınmalıyız. Aşırı tüketici olmakla, hem dengesiz ve sağlıksız besleniyoruz ve sağlımızdan oluyoruz, hem bütçemizi sıkıntıya sokuyoruz, hem de yaşam kalitemiz yükselttiğimizi düşünerek aslında kandırılmışlık duygusuyla hayat standardımızı düşürüyoruz. Haksız kazanç elde etme gayretiyle huzurlu, sağlıklı ve mutlu olmayan bir yaşam sürmek zorunda kalıyoruz.
Bunun kime ne faydası olacaktır.
Kendi elimizle mutsuz ve huzursuz bir yaşam oluşturarak, kendi paramızla sağlıksız, mutsuz, huzursuz ve stresli bir yaşama mahkûm oluyoruz. Bu yüzden çok ama çok dikkatli olmayız. Ne kandırmalıyız ne de kandırılmalıyız. Buna asla izin vermemeliyiz. Biz insanlar her şeye muktediriz, unutmayalım!
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com
|