AKMM VE NEMRUT
Adıyaman KMM’nin bu ay ki toplantısı Star gazetesi yazarı Fadime ÖZKAN moderatör’lüğünde yapıldı. 2 oturum halinde yapılan toplantının ilkinde “Başkanlık sistemi,” ikincisinde ise “Nemrut’un sadece Adıyaman ait olduğunu söylemek doğru mu ve nasıl cazip hale getirebiliriz?” konusu işlendi. Benim ilgilendiğim konu tabii ki Nemrut Dağı’yla ilgili bölümdü. Dünya miras listesinde bulunan ve dünyanın sekizinci harikası olan Nemrut Dağı’yla ilgili çok ilginç fikirler ve çözüm önerileri konuşuldu. STK temsilcileri, turizmciler ve diğer katılımcıların ortaya koydukları fikirlerin kimisine katılırken, kimisine de katılmadığımız Nemrut’la ilgili bölümde, en ilgi çekici ve bir özeleştiri durumunda olan Turizmci Ahmet Bozkurt’un konuşması oldu. Bozkurt, Nemrut ve turizmin sıkıntılarını dile getirirken, şu an kendisinin Mersin’de turistik bir otel yaptırdığını ve “…belki de Adıyamanlılar şimdi bana kızacak…” diyerek, neden dışarıya yatırım yaptığını açıkladı. “Turizmci, ticari olarak sıkıntı yaşayacağı, para kazanamayacağı yere yatırım yapmaz” diyerek konuşmasına devam ederek, turizm acenteleri, tur şirketleri ve tur operatörleriyle, turistik amaçlı otel sahipleriyle olan su götürmez sıkıntıların olduğunu dile getirdi. Gerçekten Bozkurt’a hak vermemek mümkün değildi.
Gerçekte Adıyaman’ın turizmle ilgili bir sıkıntısının olduğunu düşünmüyorum. Çünkü turizm potansiyelinin ana kaynağı olabilecek her türlü, tarihi, turistik, doğa ve inanç bakımından sayısız değerlere sahip olduğu bir coğrafyaya sahiptir.
Adıyaman’ın turizm sorunun olmadığını, turisti tutma sorunumuzun var olduğunu düşünüyorum.1970/1980 yılları arası gençliğimizde, Ziyaret Çayında ve Beş pınar’da piknik yaparken, turistlerin çok olduğundan olsa gerek; lisede ki çatapat bildiğimiz Tarzan’ca İngilizce’mizle iyi konuştuğumuzu düşünerek sıkça karşılaşırdık. Kanımca, o zamanki turistler daha çoktu. Gelen turistler mevcut otellerimizde konaklayarak; hem şehirde kalabiliyor, hem de şehrin mevcut tarihi ve turistik eserlerini görmeye- başta Nemrut Dağı olmak üzere birçok yere- gidiyorlardı. Teknolojinin tam gelişmediği, ulaşım ağının bu kadar ilerlemediğinden midir bilinmez; gelen turistlerin Nemrut’a gidip gelmeleri birkaç gün alıyordu. Bu da turistlerin ekonomik anlamda, Adıyaman’ın parasal girdisine katkıda bulunuyorlar demekti.
Oysa şimdi teknolojiye paralel gelişen her alanda, turistlerin Adıyaman’da konaklamadıkları ve ekonomik anlamda para harcamadıklarını gözlemliyoruz. Bunun altında yatan birçok ana sebep sayılabiliriz. Turistlere yönelik otel, hotel ve motellerin yetersiz oluşu, turistleri tutabilecek aktivitelerin bulunmaması, turistlerle yapılan alışverişlerde etik kuraklarının dışına çıkılarak, tabiri caizse kandırmaları gibi…
Turist gittiği yerde huzur ister, eğlenmek ister, yemek-içmek ister, mutlu olmak ve deşarj olmak ister, güvenlik içerisinde ikâmet etmek ister. Bizler bunları sağlamadığımız sürece; turistlerden katma değer beklememiz hayalden öteye gitmez/gidemez.
Sayılan değerlere sahip olmayan bir yere, tur şirketleri ve tur operatörlerinin anlamsız kaprisleri de eklenince; günlük gel-git’lerle hiçbir yere varılmayacağının artık farkında olmalıyız. Öncelikle tur operatörlerinin, rehberlerin kaprislerini bertaraf ederek, su götürmez bir takım beklentiler içerisinde bulunulduğunun zaman zaman halk arasında dile getirildiği bir ortamda, elbette turistin kalması mümkün değildir.
Malatya’nın mümkün olmasa (Hayal olsa) bile, gemiyle Nemrut’a turist çıkaracağı söylentilerine karşılık, Adıyaman’ın ne yaptığı/yapabildiği, turisti tutma amacıyla nasıl projeleri bulunduğunun özeleştirisi yapılmalıdır. Malatya’nın karayoluyla Nemrut tepesinin zirvesine kadar gittiği bir dönemde; Adıyaman nasıl bir projeyle Nemrut’ en kolay yoldan turist çıkarabileceği çalışmalarının olduğu ve Adıyaman’da topyekûn her kişinin görevini nasıl yerine getirdiğinin öz eleştirisini yapması gerekir.
Dediğim gibi, Adıyaman turizm problemi yoktur, turisti Adıyaman’da tutabilme problemi vardır. Tarihi bir açık hava müzesi konumunda olan Adıyaman’daki eserlerine turistlerin ilgisini çekecek, cezp edecek, cazibe kompleks’lerinin bulunmayışının sorunu vardır. Ahmet Bozkurt gibi turizmcilerin memlekette tutamama sıkıntısı vardır.
Her toplantı da, her ortamda ve her mekânda, herkes eksiklerin olduğunu, yapılması gerekenlerin yapılmadığından sitem eder durur: ama nedense kimse de bir şeyler yapmaya tevessül etmez. Nedense birbirimizi suçlayarak, hep başkalarından bir şeyler bekleriz. Sonra ta turist gelmiyor, günlük gelip diyor, Nemrut elden gidiyor gibi feveranlarda bulunuruz. Hayret yani!
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com
|