IŞİD'e Katılım İçin 20 TL'ye Sınırdan Geçiyor

CHP heyetinin IŞİD'e en yüksek katılımın olduğu yer olarak dikkati çeken Adıyaman'daki temaslarının ardından hazırlanan raporda çarpıcı bilgiler yer aldı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba koordinasyonunda oluşturulan bir heyetin IŞİD'e en yüksek katılımın olduğu yer olarak dikkati çeken Adıyaman'daki temaslarının ardından hazırlanan raporda çarpıcı bilgiler yer aldı.

CHP'nin hazırladığı raporda "IŞİD'e katılan bazı çocukların ailelerine, sınırdan 20 TL vererek geçtiklerini ifade etmiştir. Yine aileler tarafından dile getirilen önemli bir iddia ise sınırdan ambulans ile geçtikleri yönündedir." ibareleri yer aldı.

İşte CHP'nin Raporu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, İstanbul milletvekilleri Eren Erdem ve Ali Şeker, Ankara milletvekilleri Necati Yılmaz ve Şenal Sarıhan ile Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağ tarafından hazırlanan raporda özetle şu bilgilere yer verildi:

Camilerde Eleman Toplanıyor.
"Bazı kahvehaneler IŞİD İrtibat Noktası haline gelmiştir. Görüşülen aileler tarafından özellikle İslam Cafe isimli çay ocağının, IŞİD'e katılan gençlerin uğrak mekânı olduğu ifade edilmektedir. Örgütün eleman devşirdiği bir diğer temas noktası ise kentteki bazı camilerdir. Özellikle Maraşlılar Camii'nde ve Fatih Camii'nde dışarıdan gelen ve camilerde sohbetler ile cihad yanlısı çağrıda bulunan kişiler bulunmaktadır. Bu duruma cami hocalarının göz yumduğu anlaşılmaktadır.

(Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde 32 kişinin öldüğü canlı bomba eylemini gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün Adıyaman'da işlettiği, daha sonra belediye tarafından kapatılan İslam Çay Ocağı'na HDP'nin Diyarbakır mitingine düzenlenen bombalı saldırıyı gerçekleştiren Orhan Gönder'in de gittiği ortaya çıkmıştı.)

Sakallılar Çoğalmaya Başladı
Hatta bir cami hocasının, kendisine bu durumu şikâyet eden bir aileye, 'Sen bu işe karışma, bunlar dışarıdan geldiler, devlet gönderdi' dediği ifade edilmektedir.
Çocukların sakal bırakmaya başladıkları ve 'dar-ül harp' gerekçesiyle Cuma namazı kılmayı reddettikleri anlatılmaktadır.

Ailelere Baskı
Annelerine çarşafa girme baskısı yaptıkları anlatılmaktadır. IŞİD'e katılmaya giden çocuklar evden para götürmüşlerdir. Çocuklar ailelerine ev, araba veya bileziklerini satmaları için baskı yaparak, bu parayı 'Hak yolunda savaşan din kardeşlerine' götüreceklerini söylemişlerdir.

Dikkat Çeken Önemli Detay..
Suruç'taki canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz ile H.H.P. ve M.S.K. isimli şahısların çocukları kandırıp örgüte götürdüğü aileler tarafından ifade edilmektedir. Örgüte katılan gençlerden birinin yakını tarafından, bimer aracılığıyla Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na hitaben Eylül 2013'te iki farklı şikayette bulunulmasına karşın bu kişiler hakkında uzun bir süre hiçbir işlem yapılmamıştır.

Ambulans ile Sınırdan Geçiş Yapılıyor
Bu kişiler sürekli gelip gittikleri halde Emniyet tarafından bu yapılmış bir işlem bulunmamaktadır. Bazı çocuklar ailelerine, sınırdan 20 TL vererek geçtiklerini ifade etmiştir. Yine aileler tarafından dile getirilen önemli bir iddia ise sınırdan ambulans ile geçtikleri yönündedir. Buna göre, sınırın öte tarafından yaralı getiren ambulanslar buradan gençleri oraya götürmektedir."

Davutoğlu'da Raporda..
CHP'lilerle görüşen Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder'in ailesi, oğullarının durumunu anlattıkları Davutoğlu'nun "Onun için MİT'e talimat verdim" dediğini söyledi. Suriye'ye giden bir gencin ailesi ise "Oğlum eşini de götürdü" deyince Başbakan'ın yanıtı "İyi ki beraber gitmişler, birbirlerini desteklerler" olmuş.

Daha Beter Olaylar Olabilir.
Adıyaman izlenimleri ve raporun yazım süreciyle ilgili Cumhuriyet'e konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, çocukları IŞİD saflarına katılan ailelerin birçoğunun birbirlerini tanıdıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Orada gördüğümüz manzaranın özeti şu; devletin bu konuda iyi niyetli bir zaafiyeti söz konusu değil; tam tersine tam bir koruma ve kollama var. Katılımlar resmen teşvik ediliyor. Örneğin Orhan G.'nin annesi, oğlunu polise götürüyor ve 'benim oğlum IŞİD'çi' diyor. Annenin bu ifadesine rağmen polis bir şey yapmıyor. Gençler, Türkiye'den kalkıp Suriye'ye savaşmaya gidiyor. Bir süre sonra dönüp tatil yapıyor, dinlendikten sonra tekrar savaşa gidiyor. Türkiye'de Suruç'ta yaşanan katliamdan daha beter olaylar yaşanabilir. Düşmanıyla savaşılmasını sevap sayan anlayışın faturası ağır olabilir. Kentte büyük bir tedirginlik ortamı da var. İnsanlar düğünlere, camilere, cemevlerine gitmeye bile korkuyorlar."